Devülasyon Nedir?

What is Devaluation?

Devülasyon Nedir?

Devalüasyon, sabit ya da yarı sabit kur rejimi uygulayan ülkeler tarafından başvurulabilen bir para politikası aracıdır. Kısaca devalüasyon tanımı, ulusal para değerinin diğer ülke para birimleri karşısında düşürülmesi olarak yapılabilir. Ödemeler bilançosu açık veren ülkelerde bu uygulama gerçekleştirildiğinde ulusal paranın dış satın alma gücü de düşer. Çoğunlukla iktisadi depresyon ile karıştırılan bu kavram, revalüasyonun tam tersidir.

Devalüasyon, ilgili para birimini kullanan ülkenin hükümeti ya da merkez bankası tarafından ekonomiye dışarıdan yapılan bir müdahaledir. Yerel para birimi değerinin diğer para birimleri karşısında belirli bir oranda düşürülmesi eylemi de devalüe etme olarak tanımlanır.

Normal ekonomilerde, piyasadaki paranın toplam kıymetlere eşit miktarda olması gerekir. Enflasyonun yüksek seyrettiği ülkelerde ise para arzı piyasadaki toplam kıymetlerin çok üzerindedir. Bu durumda merkez bankası karşılığı olmayan miktarda para basar. Devalüasyonda, öncelikle karşılıksız basılan miktar oranında paranın değeri düşürülür. Böylece para arzı ve toplam kıymet değeri eşitlenmeye çalışılır. Diğer yandan ulusal para değer kaybederken diğer döviz birimleri artış gösterir. Devalüe etme eylemi olumlu bir para politikası aracı olarak değerlendirilse de bu uygulamanın negatif sonuçları da bulunur.

Devalüasyonun Meydana Gelmesinin Nedenleri Nelerdir?

Sağlıklı ekonomiye sahip bir ülke, normal koşullarda millî parasının diğer döviz birimleri karşısında değer kaybetmesini istemez. Fakat bazı durumlar, ekonomik toparlanma açısından devalüasyonu zorunlu hâle getirebilir. Ulusal para biriminin devalüe edilmesinin en önemli nedeni, mevcut dış ticaret açığının dengelenme gereksinimidir.

Dış ticaret açığı, ithalat miktarının ihracatın üzerinde gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkar. Bu durumda devalüasyon uygulanıp ülkenin satın alma gücü zayıflatılır. Ülkede üretilen mal ve hizmetlerin yabancı para birimlerinin alım gücünü etkileyecek şekilde artması durumunda da bu araç kullanılabilir. Enflasyonun uzun vadede kontrol altına alınamadığı dönemlerde, Uluslararası Para Fonu (IMF) müdahalesi ile paranın devalüe edilmesi söz konusu olabilir.

Devalüasyonun Etkileri Nelerdir?

Devalüasyonun etkileri ekonomide birden fazla alanda gözlemlenir. Ülke yönetiminin değer kaybeden para birimine müdahalesi, devalüe edilen oranda bir kayba daha neden olur. Bunu sonucunda da değer kaybeden ulusal para birimi, ülkenin makro ekonomik politikalarının seyrini değiştirir. İç ve dış satın alma gücünde meydana gelen değişiklikler, kurlara yansıtıldığında devalüasyonun etkileri piyasada da hissedilir bir duruma gelir. Dış ticaret açığına denge arayışında; ithalat pahalı, ihracat daha avantajlı hâle gelirken enflasyon değeri artabilir. Paranın devalüe olmasından sonra cari açığın azaldığı gözlemlenirken ülke ekonomisinde bir durgunluk yaşanması da mümkündür. Bu da müdahalenin faiz artışına neden olacak bir etkisidir.

Devalüasyonun Sonuçları Nelerdir?

Yüksek cari açığın finanse edilmesindeki güçlüklerden kaynaklanan sorunların çözülmesi için parayı devalüe etme yoluna gidilir. Bu yöntem, ideal durumda döviz talebinin azalmasını ve cari açığın kapatılmasını sağlar. Fakat devalüasyon sonuçları açısından incelendiğinde hem olumlu ve hem de olumsuz durumlar söz konusudur.

Devalüasyonun Faydaları Nelerdir?

Üretim yapısının büyük oranda ithala dayalı olduğu bir ekonomide devalüasyonun hedefine ulaşması zorlaşır. Böyle bir ortamda ticaret açığında denge kurulmaya çabalanırken ülkenin üretim kapasitesi hem ihracatı hem de artan iç talebi karşılamayaz. Petrole ve doğal gaza bağımlı bir ülkede, ithalat ekonomik daralmaya bağlı olarak kısmen azalsa da bu faaliyete ödenen döviz artmaya devam eder. Ayrıca fiyat düşüşlerine rağmen yerli ürünlere yeterli talebin olmaması beklenen ihracat artışını sağlamaz. İhracatta artış ve ithalatta azalış sağlanmasının en büyük faydası, dış ticaret açığının kapanmasıdır. Ülkede üretim arttığında yerli mallar da bol ve ucuz hâle gelir. Bunun bir sonucu olarak yabancı yatırımcılara daha fazla mal ve hizmet satılabilecek piyasa koşulları oluşur. Mal ve hizmet fiyatlarının arttığı bir ekonomide devalüasyon, yabancı para birimlerinin alım gücünü aynı oranda yükseltmek üzere uygulanabilir.

Devalüasyonun Zararları Nelerdir?

Devalüasyon faydaları bakımından ticaret ve üretimle ilgili bir dizi olumlu etkiyi tetikler. Bu uygulamanın sonucunda yabancı paralar değer kazandığı ve döviz kurları yükseldiği için ithalatın gerilemesi beklenir. İthalatın azaldığı bir ortamda ihracatın artırılıp özendirilmesi ve daha avantajlı hâle getirilmesi hedeflenir. Paranın devalüe edilmesinden sonra ihracat yapmak isteyenlere yeni fırsatlar sunulması muhtemeldir. Para biriminin devalüe edilerek belirlenen değerinin olması gerekenin çok altında kalması, bu aracın hedefine ulaşmasına engel olabilecek unsurlardan biridir. Devalüasyon sürecinin iyi yönetilememesi, ekonomik sorunlara çözüm getirmek yerine zararlı sonuçlar doğurabilir. Geçtiğimiz yıllarda enflasyon-devalüasyon girdabına kapılan Venezuela’da bu durumun bir örneği yaşanmıştır. Ülkedeki enflasyon birkaç yıl içinde %500.000 gibi kontrol edilemez seviyelere yükselmiştir.

Türkiye’de Devalüasyon Örnekleri Nelerdir?

Devalüasyon nedir konusunu daha iyi kavramak için bu uygulamanın hayala geçirildiği örnekleri incelemek son derece yararlıdır. Bu araç gündeme geldiğinde; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum, ithalat, ihracat, üretim ve tüketim dengesi ile dış borç yükü gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Doğru zamanlamanın yanı sıra sürecin titizlikle yönetilmesi de çok önemlidir. Bu uygulama, hızla yükselen enflasyonun kontrol altına alınamaması ve döviz cinsinden dış borç yükünün geri ödenmesinde güçlüklerin yaşanması gibi sorunları da beraberinde getirir. Tarihsel süreçte dünyanın pek çok ülkesinde olumlu ya da olumsuz sonuçlanmış devalüasyon örneklerine rastlama mümkündür. Türkiye’de bu yönteme pek çok kez başvurulmuştur. Ülke tarihinde yer alan üç büyük devalüasyon örneği bulunur.

İlk Devalüasyon

1946 yılında Recep Peker hükümetinin aldığı 7 Eylül Kararları sonucu gerçekleştirilen müdahalede, ABD dolarının fiyatı 1.29 TL’den 2.83 TL’ye çıkarılır. Devalüe edilen Türk lirası %40 değer kaybeder. Türkiye, 2. Dünya Savaşı’na katılmamış olsa da ekonomik dengelerin bozulmasından kaçınamaz. Bunda erkek nüfusun askere alınmasından kaynaklı olarak tarımsal gelirlerin ciddi ölçüde azalmasının rolü büyüktür. Maden ürünlerinden elde edilen gelirler artmasına rağmen alınan bu karar, o dönemde çok tartışılır. Müdahale sonrasında devlet giderleri ve bütçe açığı artar. Devalüasyonun amacına tamamen ters bir tablo oluşur. Döviz stoğu azalır, dış ticaret açığı artar, alım gücü düşer ve işsizlik yükselir.

İkinci Devalüasyon

4 Ağustos 1958 tarihinde Adnan Menderes hükümeti tarafından yapılan devalüasyon ile 2.83 TL olan ABD dolarının fiyatı 9 TL’ye çıkarılır. Demokrat Parti hükümeti 1950 ve 1960 yılları arasında liberal ekonomi politikaları uygular. Bu politikalar ihracatın gerileyip ithalatın artmasına ve bunun sonucunda dış ticaret açığının büyümesine neden olur. Enflasyonun yükselmesi, büyüme hızının düşmesi ve ABD’nin para desteğini kısıtlaması gibi nedenler, ekonomik krizi derinleştirdiğinde devalüasyon kararı alınır. Bu karar ihracat tıkanıklığını olumlu yönde etkiler. Fakat üretimin yetersizliğinden kaynaklanan ithalat ihtiyacı, büyük zorluklara ve fiyatlarda yükselişe neden olur. Türk lirasının dış piyasada sürekli olarak değer kaybetmesiyle ülke ekonomisi sarsılır.

Üçüncü Devalüasyon

Süleyman Demirel hükümeti tarafından 10 Ağustos 1970 tarihinde yapılan bu devalüasyon hareketiyle ABD doları 9 liradan 15 liraya çıkar. 1978 yılına kadar ufak devalüasyon hareketleriyle devam eden sürecin sonunda 1 USD’nin karşılığı 19 TL olur. Bu kararın alınmasında millî sermayenin yetersizliği, ihracat artışının ithalata yetişememesi ve fiyat istikrarsızlığı gibi koşullar etkilidir. Türk lirası için %66 değer kaybı yaratan üçüncü müdahale de beklenen dönüşümü gerçekleştirmez. İhracatı artırmaya yönelik faaliyetler, yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşların dövizlerini Türkiye’ye getirmesi ve turizm gelirlerinin artması gibi olumlu etkiler hedeflenen istikrarı sağlamaz. Önceki uygulamalara benzer şekilde Türk lirasının değerinin sürekli düşmesi, iç piyasada fiyat istikrarsızlığı ve vergi yükü gibi sorunları beraberinde getirir.

What is Devaluation?

Devaluation is a monetary policy tool that can be used by countries that implement a fixed or semi-fixed exchange rate regime. In short, devaluation can be defined as the reduction of the national currency's value against other foreign currencies. When this practice is carried out in countries with a balance of payments deficit, the external purchasing power of the national currency also decreases. This concept, often confused with economic depression, is the opposite of revaluation.

Devaluation is an intervention in the economy by the government or central bank of the country using the currency in question. The act of reducing the value of the local currency by a certain percentage against other currencies is also defined as devaluation.

In normal economies, the amount of money in the market should be equal to the total values. In countries where inflation is high, the money supply exceeds the total values in the market. In this case, the central bank prints money in an amount that is not backed by anything. In devaluation, the value of money is first reduced by the amount printed without backing. Thus, an attempt is made to balance the money supply and the total value. On the other hand, while the national currency loses value, other foreign currency units increase. Although devaluation is considered a positive monetary policy tool, it also has negative consequences.

What are the Causes of Devaluation?

A country with a healthy economy does not want its national currency to lose value against other foreign currency units under normal conditions. However, in some cases, devaluation may become necessary for economic recovery. The most important reason for the devaluation of the national currency is the need to balance the current account deficit.

The current account deficit arises when the amount of imports exceeds exports. In this case, devaluation is applied to weaken the country's purchasing power. This tool can also be used when the production of goods and services in the country increases to the extent that it affects the purchasing power of foreign currencies. In periods when inflation cannot be controlled in the long term, the devaluation of money may be necessary with the intervention of the International Monetary Fund (IMF).

What are the Effects of Devaluation?

The effects of devaluation can be observed in multiple areas of the economy. The intervention by the government in the devalued currency leads to a further loss in value. As a result, the national currency that has lost value changes the course of the country's macroeconomic policies. When changes in domestic and foreign purchasing power are reflected in exchange rates, the effects of devaluation also become evident in the market. In the search for balance in the current account deficit; imports become more expensive, exports more advantageous, and inflation may increase. After the devaluation of the currency, it is observed that the current account deficit decreases, while the country's economy may experience stagnation. This intervention also has an effect that could lead to an increase in interest rates.

What are the Results of Devaluation?

Devaluation is undertaken to solve problems arising from difficulties in financing a high current account deficit. Ideally, this method reduces the demand for foreign exchange and helps close the current account deficit. However, when examined in terms of devaluation results, both positive and negative situations are possible.

What are the Benefits of Devaluation?

In an economy largely dependent on imports, it becomes difficult for devaluation to achieve its goal. In such an environment, while trying to balance the trade deficit, the country's production capacity may not be able to meet both exports and the increasing domestic demand. In a country dependent on oil and natural gas, although imports may partially decrease due to economic contraction, the foreign exchange paid for this activity continues to rise. Furthermore, despite price reductions, insufficient demand for domestic products may not provide the expected increase in exports.

The biggest benefit of achieving an increase in exports and a decrease in imports is the closure of the trade deficit. When production increases in the country, domestic goods also become plentiful and cheap. As a result, market conditions develop where more goods and services can be sold to foreign investors. In an economy where the prices of goods and services are rising, devaluation can be applied to equally increase the purchasing power of foreign currencies.

What are the Disadvantages of Devaluation?

In terms of benefits, devaluation triggers a series of positive effects related to trade and production. As a result of this practice, it is expected that imports will decline because foreign currencies gain value and exchange rates rise. In an environment where imports decrease, it is aimed to encourage and make exports more advantageous. After the currency is devalued, it is likely that new opportunities will be presented to those who want to export.

One of the factors that can prevent this tool from achieving its goal is if the value of the currency set through devaluation remains significantly below what it should be. Poor management of the devaluation process can lead to harmful outcomes rather than solving economic problems. An example of this was seen in Venezuela in recent years, where the inflation-devaluation spiral led to inflation reaching uncontrollable levels of 500,000% within a few years.

Examples of Devaluation in Turkey

To better understand the concept of devaluation, it is extremely helpful to examine examples of its implementation. When this tool comes to the fore, factors such as the country's economic situation, the balance of imports, exports, production and consumption, and the burden of external debt should be considered. Besides the right timing, managing the process meticulously is also very important.

This practice also brings about problems such as the inability to control rapidly rising inflation and difficulties in repaying foreign debt denominated in foreign currency. Throughout history, it is possible to find examples of devaluation that have resulted both positively and negatively in many countries around the world. Turkey has resorted to this method many times. There are three major examples of devaluation in the country's history.

The First Devaluation

In 1946, under the 7th September Decisions made by the Recep Peker government, the price of the US dollar was raised from 1.29 TL to 2.83 TL. The devalued Turkish lira lost 40% of its value. Although Turkey did not participate in World War II, it could not avoid the disruption of economic balances. This was largely due to a significant decrease in agricultural income as a result of men being conscripted into the military. Although revenues from mining products increased, this decision was highly controversial at the time. After the intervention, state expenses and the budget deficit increased. The outcome was completely contrary to the purpose of devaluation. Foreign exchange reserves decreased, the trade deficit widened, purchasing power fell, and unemployment rose.

The Second Devaluation

On August 4, 1958, under the Adnan Menderes government, the price of the US dollar was raised from 2.83 TL to 9 TL through devaluation. During the years 1950 to 1960, the Democrat Party government implemented liberal economic policies. These policies led to a decline in exports, an increase in imports, and consequently a widening of the trade deficit. As inflation rose, the growth rate slowed, and the US reduced its financial support, an economic crisis deepened, leading to the decision for devaluation. This decision had a positive impact on export blockages. However, the need for imports due to insufficient production led to major difficulties and price increases. As the Turkish lira continued to lose value in foreign markets, the country's economy was shaken.

The Third Devaluation

On August 10, 1970, the Süleyman Demirel government raised the price of the US dollar from 9 TL to 15 TL through this devaluation move. By the end of the process, with minor devaluation moves continuing until 1978, the value of 1 USD reached 19 TL. Factors such as insufficient national capital, the inability of export growth to match imports, and price instability played a role in this decision.

This third intervention, which resulted in a 66% depreciation of the Turkish lira, did not achieve the expected transformation. Activities aimed at increasing exports, the remittance of foreign exchange by citizens living abroad, and the increase in tourism revenues did not ensure the stability sought. As in previous implementations, the continuous devaluation of the Turkish lira brought about issues such as price instability and tax burdens in the domestic market.

Get in Touch

Copyright ©2021 Perla Investment. All Rights Reserved. # 71-75, Shelton Street, Covent Garden, London, WC2H 9JQ, UNITED KINGDOM - COMPANY NUMBER: 14996759

info@hayalmenkuldegerler.com

© HMD - Hayal Menkul Değerler. All Rights Reserved.

İletişime Geçin

Copyright ©2021 Perla Investment. All Rights Reserved. # 71-75, Shelton Street, Covent Garden, London, WC2H 9JQ, UNITED KINGDOM - COMPANY NUMBER: 14996759

info@hayalmenkuldegerler.com

© HMD - Hayal Menkul Değerler. Tüm Hakları Saklıdır.